Ana Sayfa Basligi

10 Aralık 2010 Cuma

Akşehir üzerine yazılan şiirler

:
Akşehir

Akşehir'i belki herkes anlatır,
Ama gelin birde benden dinleyin.

Sultan dağlarında rüzgarın biçtim,
Soğuk pınarından suların içtim,
Bir ömür tükettim çok çabuk geçtim,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Nasrettin Hoca'dan, Nimet babadan,
Tekke deresinden, Hıdırlığından,
Yanık yanık öten kavaldan sazdan,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Yaylasında koyun kuzu meleşir,
Dağlarında keklikleri eğleşir,
Bağlarında bülbülleri söyleşir,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Bir yanda masmavi Akşehir gölü,
Bir yanda dağları yeşil örtülü,
Bağlarında açmış sümbülü, gülü,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Selçuklu'dan, Osmanlı'dan kültürü,
Bir tarih kokuyor dünü, bugünü,
Biliyor Hoca'nın Dünya ününü,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Saymakla biter mi tarih mirası,
Nasrettin türbesi, Taş medresesi,
Kilisesi, Tacettin tekkesi,
Selam olsun sana selam Akşehir.

İplikçi, İmaret, Ulu camisi,
Ferruh şah mescidi,Çarşı hamamı,
Yukarı mahalle, Orta hamamı,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Seyyid Mahmut Hayrani'nin türbesi,
Fatiha bekliyor sizden hepisi,
Akşehir'in tatlı sulu meyvesi,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Vişnesi, kirazı bir sulu pınar,
Çileği var, elması var, balı var,
Her çeşitten bahçesi var, gülü var,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Akşehir Evi'nde kültürün gizli,
Kültürün tarihle yıllardır sözlü,
İyi bakıp koruyalım bu özü,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Tayyip sana destan yazsa az gelir,
Kışın çabuk geçer, yazın tez gelir,
Senin kıymetini sevenler bilir,
Selam olsun sana selam Akşehir.

24.06.2003, Tayyip Sağ

Kaynak: http://www.antoloji.com/aksehir-siiri/
###############################################

AKŞEHİR
- Akşehirli Dostlara -

Kehribar dağların zümrüt eteği,
Bir yeşil fırtına özün Akşehir.
Sıra sıra bağları bal peteği
Çalışıyor oğul, kızın Akşehir.

Sultandağın arşa değen tepedir
Bir yeşil kucakla göğü kapatır.
Yârin kulağında ikiz küpedir.
Kan damlası, al kirazın Akşehir.

Beste beste eser yellerin serin.
Şairleri ilham verir seherin.
Türlü meyvalarla gelir baharın.
Dilim dilim geçer yazın Akşehir.

Sabahleyin dağ başları sislenir
Hıdırlığın bin şevk ile süslenir.
Güneş gelir omzuna yaslanır.
Güler ışıl ışıl yüzün Akşehir.

Başlı başına bir şöhret yarattın.
Bağrında büyüğü Hoca Nasrettin
En ince mizahı tattırdın, tattın
Nüktedir dillerde sözün Akşehir.

Tembellik bilmeyen halkın arıdır.
Sırma saçlı güzellerin peridir.
Şol Fezai ne söylese yeridir.
Silinmez kalplerden izin Akşehir.

Feyzi HALICI

Kaynak: http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

AKŞEHİR’DE AKŞAM ÜSTÜ

Dağlar birer birer gerinmededir.
Sabah mı oluyor? Ne bu başlangıç?
Yemyeşil “HIDIRLIK” arkamda sedir.
Günün son sevinci uçan kırlangıç
“GÖL” de ilk yıldızı gördü kurbağa;
“TEKKEBOĞAZI” “ndan indi serinlik
Ova fısıldadı yavaşça dağa:
Akşehir kız iken şimdi gelinlik!
Titreyen yapraklar cilvedir, nazdır,
Akşam bacalarda tüten ak duman
Sevgi ağaçlarda dal dal kirazdır,
Nasreddin Hoca’mı gördüm aradan!
Dut diye mevsimi silkele dalda
Doldur durma doldur gün sepetin
Selâm ver güzele geçtiği yolda
Selâm güzellerin memleketine.

Osman ATTİLA

Kaynak: http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

AKŞEHİR

Bağın, bahçen, dağın dal dal yeşerir
Üç mevsim dereni seller taşırır.
Bir hal olur bana gözüm yaşarır,
Seni bir gün düşte görsem, Akşehir

“Sılam” diyen yolcu olsam yolunda,
Gelin telli turna olsam gölünde
Ak çiçekli meyve olsam dalında,
Bir mevsim asılı dursam Akşehir.

Al yeşil uçurtmam kaldı göğünde,
Kaptığım şekerler param, düğünde
Yediğim dutları dört beş öğünde
Varıp bir gün senden sorsam Akşehir.

Renk renk bahar olup koynuna girsem,
Koku olsam bağın, bahçene sinsem,
Ala duman olup dağlardan insem,
Seni yarim diye sarsam Akşehir.

Kemal OR

Kaynak:http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

BİZİM AKŞEHİR

Akşehir’in hasret kaldık yazına
Ovasında harmanları savrulur
Fedâ olsun canım onun izine
Deli gönlüm gider; ona vurulur!

Söğüt dalı kalemimdir kalemim;
Yüreğimden taştı benim elemim,
Bir gün varır elbet benim selâmım
Eşe dosta name name verilir!

Dağlarında soğuk sular akışır,
Yeşil sırtlar birbirine bakışır,
Burda âşık mâşukuna yakışır
Halı olur çayır yere serilir!

Ağaçlarda meyvaların ballana
Korularda yavru kuşlar dillene
Deli gönlüm düşte sana yollana
Hayırlara gelsin, hayra yorulur!

ÂŞIK ZEKİ diyar diyar geze gel,
Âleme gel, cümbüşe gel, saza gel!
Kış soğuktur kışı bırak yaza gel
Gül mevsimi yavuklumuz sarılır!

A. Zeki AKINCI

Kaynak: http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

EŞSİZ AKŞEHİR

Sultan Dağları’na zümrüt gerdanlık
Huzur bulur insan sende Hıdırlık
Dört bir yanı sarmış şifa ormanlık
İsmi ak, cismi pak eşsiz Akşehir.

Gülmece Parkı’na bakar Hocamız
Şahsına münhasır güleç türbemiz
Altı sütun üzre demir kapımız
Türk tarihi öksüz sensiz Akşehir.

Şırıl şırıl akar minik bir dere
Kültür mirasımız Arasta ile
Ölümsüz eser Küçük Ağa bile
Ser verir, sır vermez sessiz Akşehir.

Nimetullah her dem hep seni gözler
İmaret Cami’de tarihi izler
Havanı soluyan her daim özler
Evliya otağı dilsiz Akşehir.

Büyük Taarruz’a hazırlık yeri
Atatürk Müze’si o günden beri
Gururla ağırlar misafiri
Kudretten kokusu gülsüz Akşehir.

Nasreddin, Hayrani koyun koyuna
Tertemiz havanla, billur suyuna
Kurban olam senin selvi boyuna
Dilberleri bir hoş bensiz Akşehir.

Müşerref İMAL

Kaynak:http://okulweb.meb.gov.tr/42/03/707918/gurur.html
###############################################

AYIPLAMASIN EMİ...

ANIT MEYDANININ ÇAPRAZINDA,
MELEKGİRMEZ GİRİŞİ,
AKŞAMIN AYAZINDA,
KESTANE SATIYOR BİRİSİ,
İKİ ÇOCUK SOĞUKTAN TİTREYEREK,
SOKULDULAR MANGALA ÜRKEREK,
ELLERİNİ ISITMAK İÇİN,
UZATTILAR ÇEKİNEREK.

SATICI BIÇAKLA YARDIĞI KESTANELERİ,
BIRAKTI MANGALA,
ÇOCUKLARA BAKTI SABIRLA,
HADİ İŞİNİZE DEDİ KIZGIN BİR TAVIRLA.

BİRAZ ÖTEDE ONLARI İZLEYEN ADAM;
NE İŞİNİZ VAR BU SOĞUKTA, DEDİ BABANCANCA,
BÜYÜĞÜ ELİNDEKİ ,
İKİ KÜÇÜK ODUNU GÖSTERDİ USULCA,
EVE ODUN GÖTÜRECEKTİK DEDİ, YAVAŞCA.

BABACAN ADAM GELİN DİYEREK,
ÇOCUKLARLA BİRLİKTE YÜRÜYEREK,
İPLİKÇİ CAMİNİN HEMEN YANINDAN,
TUHAFİYECİ ABDULLA’NIN ORADAN
ARASTAYA GİRİVERDİLER.

TAKILDIM ARKALARINA UZAKTAN İZLEYEREK.
KARŞIDAKİ İLK AYAKKABICI DÜKKANINDAN,
İÇERİYE GİREREK,
İKİ POTİN ALDI ADAM SAHTİYANDAN,
HEMEN YANINDAKİ KOMŞUDAN
İKİŞER KAZAKLA UYDURDU,
BİRER PALTOKALININDAN.

SONRA KÖŞEDEKİ ŞEKERCİDEN,
KESE KAĞIDINA KOYDURDU,
BİRAZ BONBONLA, LOKUMU LATİSİNDEN.

ADAM ÇIKARVERDİ CEBİNDEN,
BİR YÜZLÜKYEŞİLİNDEN,
BÜYÜĞÜN ELİNE SIKIŞTIRDI,
ANANA YA DA BABANA VER BUNU DEDİ, DERİNDEN.
ÇOCUKLAR ELİNİ ÖPTÜLER SEVİNÇTEN.

ADAM BOYNUNU ÖNÜNE EĞDİ,
YOĞURT PAZARI KAPISINDAN,
MELEKGİRMEZDEKİ MEYHANESİNE GİRDİ YENİDEN.

ŞİMDİ YUKARILARDA BİR YERLERDEN
İZLİYORSA BENİ ,
İFŞA ETTİM DİYE SIRRINI AYIPLAMASIN EMİ,
YILLARIN MEYHANECİ YOGİ MEHMEDİ…

Arif Özsaygı

Kaynak: https://www.facebook.com/groups/sey2011/#!/groups/sey2011/doc/?id=215090395176799

###############################################

HAMBAL ŞALİ

Şehirler insanlarıyla güzeldir.
Akşehir’de öyleydi...
Doktor Aziz’den, Ekmekçi Süleyman’a,
Foto Latif’ten, Faytoncu Enüş’e,
Her meslekten nice marka isim
Gelip geçti bu şehirden...
Hamal Şali lakabıyla bilinen
Bermendeli Sali Yıldız’da
Bunlardan biriydi...
Ayağında bu ayakkabı,
Sırtında küfesi ve urganıyla
Yıllar boyu nice yükler taşıdı;
Nice köşeler döndü ama yinede,
Karın tokluğuyla geçti ömrü...
Nice sokaklar arşınladı,
Ama getiremedi sonunu
Yıllar uzadıkça uzadı,
Yükler daha da ağırlaştı.
Ve bir gün;
Ondan öncekiler gibi
O da bu dünya malını
Dünya’da bırakarak göçtü gitti...

Dr. A. Nuri KÖKSAL

Kaynak: http://www.istasyongazetesi.com/istasyon/Yazarlar.aspx?HaberNo=14558
###############################################

###############################################

###############################################

Hiç yorum yok: