Ana Sayfa Basligi

18 Aralık 2010 Cumartesi

Akşehir´den Kıbrıs Adasina Göc

.
Kıbrıs adasinin Osmanlı imparatorlugu tarafından 1571 yılında fethinden hemen sonra başlayan iskân faaliyetlerini gösteren, başbakanlık arşivinde kayıtlı 1572 yılına ait Mevkufat defterinde Kıbrıs´a Akşehir´den göç eden aile (!) sayısı 130 olarak verilmiştir. Bir ailenin o zamana göre 5 kisiden olustugunu var sayarsak, ortalama 650 kisi Akşehir´den Kıbrıs adasina göc etmis diyebiliriz.

Osmanlıların Kıbrıs'ı fethi sırasında, köylerde yaşayanlar evlerini tark edip dağlara kaçtı. Savaş bitince bazıları köylerine geri dönerken, bazıları Venediklilerle İtalya'ya göç etti. 1572 yılında yapılan incelemelerde toplam 76 köyün terk edildiği ortaya çıktı. Dönemin ikinci beylerbeyi Sinan Paşa, padişah II. Selim'e adanın topraklarının tarıma elverişli olduğunu ve bu nedenle adaya Türklerin bir an önce yerleştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu öneriyi yerinde bulan II. Selim, 21 Eylül 1571 tarihinde Türklerin adaya yerleştirilmesini emreden bir ferman çıkardı. Bu fermanın kopyaları Karaman, İçel, Yozgat, Alanya ve Antalya kadılarına gönderildi.

Kıbrıs'a göçü emreden fermanın ilk sayfası

Göçün büyük bir kısmı birkaç yıl içinde tamamlansa da 18. yüzyılın ortalarına kadar göç devam etti. İstanbul'daki Başbakanlık Arşivi 1572 yılında göç edenlerin sayısını 1689 olarak vermektedir. Mevkufat Defteri ise 1572'de göç veren bölgeleri ve aile sayılarını şu şekilde vermektedir:

BölgeGöç eden aile sayısı
Aksaray225
Beyşehir262
Seydişehir202
Endügi145
Develihisar197
Ürgüp64
Koçhisar88
Niğde172
Bor69
Ilgın48
Ishaklı87
Akşehir130
Toplam1689

Bu bölgelerin tamamı Orta Anadolu'dadır. Bu dönemde Kıbrıs'a pek çok Yörük gelmiştir. 777 aile ise gönüllü olarak Kıbrıs'a göç etmiştir.

Göç edenlerin tamamı iyi huy kontrolünden geçmiştir. Ayrıca gelecekteki iyi huylu davranışları için bir de kefil göstermeleri istenmiştir.

Göç edenlerin sadece mesleklerini icra etmelerine izin verilmiştir. Buna göre bir çiftçi, çiftçilikten başka bir işle uğraşamıyordu.

1581 yılında kadar göç eden aile sayısı 8000'e çıkmıştır; fakat planlara göre bu sayının 12,000 olması gerekmekteydi. İçel, Yozgat, Kadirli, Antalya, Halep ve civar bölgelerden de göç edenler olmuştur. Halep'ten göç eden aile sayısı yaklaşık 200'dür.

1572 den bugüne kadar ca. 500 yil icinde Aksehir´den göc edenlerin simdiki durumu bir doktora tezi olarak ele alinabilir. Doktora tezi hazirlayacaklara duyrulur :)


Kaynak:
ORHONLU Cengiz., (1971), Osmanlı Türklerinin
Kıbrıs Adasına Yerleşmesi (1570-1580)
Gazioğlu, Ahmet C. (1990). The Turks in Cyprus: a province of the Ottoman Empire (1571-1878)


http://www.kibrisabakis.com/kibris-agzi
tr.wikipedia.org
.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Akşehir´in "Konya" isimli halı gazetesi


.

Konya’ya 1889 yılında tayin edilen AvlonyaFerit Paşa valilik döneminde Konya’ da eğitim ve bayındırlık hizmetleriyle adını zamanımıza kadar getirebilmiş ender valilerdendir. Ferit Paşa bilhassa Konya yöresinde halı ve kilim üreticilerine yeni bir hız ve şevk vererek halıcıları teşvik etmek maksadıyla 5 Mayıs 1901 Cumartesi tarihinde 5 hafta devam edecek halı ve kilim sergisi açmaya karar vermiştir.
.
Konya’da ve hatta Türkiye‘de bir ilk olan halı ve kilim sergisi 5 Mayıss 1901 Cumartesi günü öğleden sonra düzenlenen bir törenle ziyarete açılmıştır. Açılış töreni, Konya Valisi Ferit Paşa, askeri ve idari erkan ile kalabalık bir halk kitlesinin katılımıyla gerçeklemiştir. Sergiye Konya halkının heyecanlı ve ilgili olmasının başlıca sebebi de böylesi bir organizenin onlar için bir ilk oluşuydu. Haftanın Pazartesi ve Perşembe günlerinin kadınlara ayrıldığı ve giriş ücreti olarak 40 para alınan sergiyi ilk gün bin kişi gezmiştir.

Serginin önemli ve ilginç olanı, girişte, ana kapının sağ tarafında Akşehir halı tezgahlarında dokunan ve üzerinde “KONYA” adlı bir başlık taşıyan halı gazete yer alıyordu. Konya’daki halı kilim sergisinin en ilginç olan halısı da bu halı gazete olmuşudur. Sergiyi ziyaret edenlerin büyük ilgisini çeken ve sergide dereceye de layık görülüp ödüllendirilen halı gazete Bu gün Konya Etnografya Müzesi Halı Bölümü’nde sergilenmektedir.

Halı Konya Müze müdürlüğünün envanterinde 836 numarayla kayıtlı bulunmaktadır. Halı, 115x155 cm ebadında olup, yün ve pamuk dokumadır. Halının zemininde tabii renkli beyaz yün kullanılmıştır. Bu nedenle halının zemini kirli beyaz renkte görülmektedir. Halının üzerinde yazılı olanlar siyah renkte, bordürleri (çerçevesi) açık kahve renkli yün ile dokunmuştur.
.
Bu bir halıya dokunmuş gazetedir. Zira halı gazetenin baş tarafında, “birinci sene, 317 Cum’airtesi–Numero-1 “ kaydından gazetenin ilk sayısı olduğunu, başlığın solunda, sipariş edenlerle pazarlık olunur, başlığında “ KONYA “adı ile birlikte “mahall-i idaresi Akşehir’dir ibaresinin bulunmasıyla, bu halı gazetenin adının Konya, idare merkezinin Akşehir olduğu belirtiliyor ayrıca bu ibarenin altında nüshası 5 lira olarak ücretlendirildiği görülüyor. Halı gazetenin Logosunun altında da “21 Nisan 317 ve 15 Muharrem 319 “ tarihleri ile birlikte birinci defa çıkarılıyor ifadesi yer alıyor. Bu verilerden yola çıkarak diyebiliriz ki bu halı, gazete olarak dokunmuştur.
Bu verilere göre "Konya" adli hali gazetesi Rumi 21 Nisan 1317 = Hicri 15 Muharrem 1319 = Miladi 04 Mayis 1901 tarihinde basilmistir.
.
Ayrıca, bu gazete halıda “HAVADİS “ başlığı altında 25x100 cm ebatlarında araları birbirinden ince kahverengi çizgi ile ayrılmış olan dört sütun içerisine yazılmış iki haberde yer almaktadır.
.
Halı gazetenin birinci haberi:
Konya’da ilk kez Vali Ferit Paşa tarafından bir halı ve kilim sergisi açılmasına müsaade edilmiş, serginin açılışının birinci günü olması ve bu dallarda açılan ilk sergi olması bakımından, Konya ahalisinin ve halı kilim dokuyucularının padişah’ın sıhhat ve afiyetine dualarını “ ihtiva ediyor.

Halı gazetenin ikince haberi:
Geliri ilkokula harcanılmak üzere geçen yıl Akşehir Kasabası’nda yapımına başlanan hamamın tamamlandığı haber alınmıştır. Hamamın yapına bin lira sarf olunmuştur.

.
Haber metinden de anlaşılan bir hamamın yapımının tamamlandığını, yapımı tamamlanan bu hamamın gelirinin bir ilkokulunun masraflarının karşılanacağı ifade ediliyor. Haber o dönemde okulların zorunlu masraflarını karşılamada böyle kaynaklar yaratılmasını da vurgulaması güzel ve önemli bir özellik taşıyor. Hamam, ülkenin sıkıntılı döneminde özel teşebbüse satılmış, zaman zaman tamir edilerek günümüze kadar gelmiştir. Hamam bu gün hala kullanılmakta olan "Orta Hamam"dır. Hali gazesinde ki bilgilere göre "Orta Hamam" in yapilis tarihi 1901 dir ve insaasi 1000 liraya mal olmustur.

.

10 Aralık 2010 Cuma

Akşehir üzerine yazılan şiirler

:
Akşehir

Akşehir'i belki herkes anlatır,
Ama gelin birde benden dinleyin.

Sultan dağlarında rüzgarın biçtim,
Soğuk pınarından suların içtim,
Bir ömür tükettim çok çabuk geçtim,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Nasrettin Hoca'dan, Nimet babadan,
Tekke deresinden, Hıdırlığından,
Yanık yanık öten kavaldan sazdan,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Yaylasında koyun kuzu meleşir,
Dağlarında keklikleri eğleşir,
Bağlarında bülbülleri söyleşir,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Bir yanda masmavi Akşehir gölü,
Bir yanda dağları yeşil örtülü,
Bağlarında açmış sümbülü, gülü,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Selçuklu'dan, Osmanlı'dan kültürü,
Bir tarih kokuyor dünü, bugünü,
Biliyor Hoca'nın Dünya ününü,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Saymakla biter mi tarih mirası,
Nasrettin türbesi, Taş medresesi,
Kilisesi, Tacettin tekkesi,
Selam olsun sana selam Akşehir.

İplikçi, İmaret, Ulu camisi,
Ferruh şah mescidi,Çarşı hamamı,
Yukarı mahalle, Orta hamamı,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Seyyid Mahmut Hayrani'nin türbesi,
Fatiha bekliyor sizden hepisi,
Akşehir'in tatlı sulu meyvesi,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Vişnesi, kirazı bir sulu pınar,
Çileği var, elması var, balı var,
Her çeşitten bahçesi var, gülü var,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Akşehir Evi'nde kültürün gizli,
Kültürün tarihle yıllardır sözlü,
İyi bakıp koruyalım bu özü,
Selam olsun sana selam Akşehir.

Tayyip sana destan yazsa az gelir,
Kışın çabuk geçer, yazın tez gelir,
Senin kıymetini sevenler bilir,
Selam olsun sana selam Akşehir.

24.06.2003, Tayyip Sağ

Kaynak: http://www.antoloji.com/aksehir-siiri/
###############################################

AKŞEHİR
- Akşehirli Dostlara -

Kehribar dağların zümrüt eteği,
Bir yeşil fırtına özün Akşehir.
Sıra sıra bağları bal peteği
Çalışıyor oğul, kızın Akşehir.

Sultandağın arşa değen tepedir
Bir yeşil kucakla göğü kapatır.
Yârin kulağında ikiz küpedir.
Kan damlası, al kirazın Akşehir.

Beste beste eser yellerin serin.
Şairleri ilham verir seherin.
Türlü meyvalarla gelir baharın.
Dilim dilim geçer yazın Akşehir.

Sabahleyin dağ başları sislenir
Hıdırlığın bin şevk ile süslenir.
Güneş gelir omzuna yaslanır.
Güler ışıl ışıl yüzün Akşehir.

Başlı başına bir şöhret yarattın.
Bağrında büyüğü Hoca Nasrettin
En ince mizahı tattırdın, tattın
Nüktedir dillerde sözün Akşehir.

Tembellik bilmeyen halkın arıdır.
Sırma saçlı güzellerin peridir.
Şol Fezai ne söylese yeridir.
Silinmez kalplerden izin Akşehir.

Feyzi HALICI

Kaynak: http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

AKŞEHİR’DE AKŞAM ÜSTÜ

Dağlar birer birer gerinmededir.
Sabah mı oluyor? Ne bu başlangıç?
Yemyeşil “HIDIRLIK” arkamda sedir.
Günün son sevinci uçan kırlangıç
“GÖL” de ilk yıldızı gördü kurbağa;
“TEKKEBOĞAZI” “ndan indi serinlik
Ova fısıldadı yavaşça dağa:
Akşehir kız iken şimdi gelinlik!
Titreyen yapraklar cilvedir, nazdır,
Akşam bacalarda tüten ak duman
Sevgi ağaçlarda dal dal kirazdır,
Nasreddin Hoca’mı gördüm aradan!
Dut diye mevsimi silkele dalda
Doldur durma doldur gün sepetin
Selâm ver güzele geçtiği yolda
Selâm güzellerin memleketine.

Osman ATTİLA

Kaynak: http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

AKŞEHİR

Bağın, bahçen, dağın dal dal yeşerir
Üç mevsim dereni seller taşırır.
Bir hal olur bana gözüm yaşarır,
Seni bir gün düşte görsem, Akşehir

“Sılam” diyen yolcu olsam yolunda,
Gelin telli turna olsam gölünde
Ak çiçekli meyve olsam dalında,
Bir mevsim asılı dursam Akşehir.

Al yeşil uçurtmam kaldı göğünde,
Kaptığım şekerler param, düğünde
Yediğim dutları dört beş öğünde
Varıp bir gün senden sorsam Akşehir.

Renk renk bahar olup koynuna girsem,
Koku olsam bağın, bahçene sinsem,
Ala duman olup dağlardan insem,
Seni yarim diye sarsam Akşehir.

Kemal OR

Kaynak:http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

BİZİM AKŞEHİR

Akşehir’in hasret kaldık yazına
Ovasında harmanları savrulur
Fedâ olsun canım onun izine
Deli gönlüm gider; ona vurulur!

Söğüt dalı kalemimdir kalemim;
Yüreğimden taştı benim elemim,
Bir gün varır elbet benim selâmım
Eşe dosta name name verilir!

Dağlarında soğuk sular akışır,
Yeşil sırtlar birbirine bakışır,
Burda âşık mâşukuna yakışır
Halı olur çayır yere serilir!

Ağaçlarda meyvaların ballana
Korularda yavru kuşlar dillene
Deli gönlüm düşte sana yollana
Hayırlara gelsin, hayra yorulur!

ÂŞIK ZEKİ diyar diyar geze gel,
Âleme gel, cümbüşe gel, saza gel!
Kış soğuktur kışı bırak yaza gel
Gül mevsimi yavuklumuz sarılır!

A. Zeki AKINCI

Kaynak: http://www.aksehir.gov.tr/articles.php?lng=tr&pg=110
###############################################

EŞSİZ AKŞEHİR

Sultan Dağları’na zümrüt gerdanlık
Huzur bulur insan sende Hıdırlık
Dört bir yanı sarmış şifa ormanlık
İsmi ak, cismi pak eşsiz Akşehir.

Gülmece Parkı’na bakar Hocamız
Şahsına münhasır güleç türbemiz
Altı sütun üzre demir kapımız
Türk tarihi öksüz sensiz Akşehir.

Şırıl şırıl akar minik bir dere
Kültür mirasımız Arasta ile
Ölümsüz eser Küçük Ağa bile
Ser verir, sır vermez sessiz Akşehir.

Nimetullah her dem hep seni gözler
İmaret Cami’de tarihi izler
Havanı soluyan her daim özler
Evliya otağı dilsiz Akşehir.

Büyük Taarruz’a hazırlık yeri
Atatürk Müze’si o günden beri
Gururla ağırlar misafiri
Kudretten kokusu gülsüz Akşehir.

Nasreddin, Hayrani koyun koyuna
Tertemiz havanla, billur suyuna
Kurban olam senin selvi boyuna
Dilberleri bir hoş bensiz Akşehir.

Müşerref İMAL

Kaynak:http://okulweb.meb.gov.tr/42/03/707918/gurur.html
###############################################

AYIPLAMASIN EMİ...

ANIT MEYDANININ ÇAPRAZINDA,
MELEKGİRMEZ GİRİŞİ,
AKŞAMIN AYAZINDA,
KESTANE SATIYOR BİRİSİ,
İKİ ÇOCUK SOĞUKTAN TİTREYEREK,
SOKULDULAR MANGALA ÜRKEREK,
ELLERİNİ ISITMAK İÇİN,
UZATTILAR ÇEKİNEREK.

SATICI BIÇAKLA YARDIĞI KESTANELERİ,
BIRAKTI MANGALA,
ÇOCUKLARA BAKTI SABIRLA,
HADİ İŞİNİZE DEDİ KIZGIN BİR TAVIRLA.

BİRAZ ÖTEDE ONLARI İZLEYEN ADAM;
NE İŞİNİZ VAR BU SOĞUKTA, DEDİ BABANCANCA,
BÜYÜĞÜ ELİNDEKİ ,
İKİ KÜÇÜK ODUNU GÖSTERDİ USULCA,
EVE ODUN GÖTÜRECEKTİK DEDİ, YAVAŞCA.

BABACAN ADAM GELİN DİYEREK,
ÇOCUKLARLA BİRLİKTE YÜRÜYEREK,
İPLİKÇİ CAMİNİN HEMEN YANINDAN,
TUHAFİYECİ ABDULLA’NIN ORADAN
ARASTAYA GİRİVERDİLER.

TAKILDIM ARKALARINA UZAKTAN İZLEYEREK.
KARŞIDAKİ İLK AYAKKABICI DÜKKANINDAN,
İÇERİYE GİREREK,
İKİ POTİN ALDI ADAM SAHTİYANDAN,
HEMEN YANINDAKİ KOMŞUDAN
İKİŞER KAZAKLA UYDURDU,
BİRER PALTOKALININDAN.

SONRA KÖŞEDEKİ ŞEKERCİDEN,
KESE KAĞIDINA KOYDURDU,
BİRAZ BONBONLA, LOKUMU LATİSİNDEN.

ADAM ÇIKARVERDİ CEBİNDEN,
BİR YÜZLÜKYEŞİLİNDEN,
BÜYÜĞÜN ELİNE SIKIŞTIRDI,
ANANA YA DA BABANA VER BUNU DEDİ, DERİNDEN.
ÇOCUKLAR ELİNİ ÖPTÜLER SEVİNÇTEN.

ADAM BOYNUNU ÖNÜNE EĞDİ,
YOĞURT PAZARI KAPISINDAN,
MELEKGİRMEZDEKİ MEYHANESİNE GİRDİ YENİDEN.

ŞİMDİ YUKARILARDA BİR YERLERDEN
İZLİYORSA BENİ ,
İFŞA ETTİM DİYE SIRRINI AYIPLAMASIN EMİ,
YILLARIN MEYHANECİ YOGİ MEHMEDİ…

Arif Özsaygı

Kaynak: https://www.facebook.com/groups/sey2011/#!/groups/sey2011/doc/?id=215090395176799

###############################################

HAMBAL ŞALİ

Şehirler insanlarıyla güzeldir.
Akşehir’de öyleydi...
Doktor Aziz’den, Ekmekçi Süleyman’a,
Foto Latif’ten, Faytoncu Enüş’e,
Her meslekten nice marka isim
Gelip geçti bu şehirden...
Hamal Şali lakabıyla bilinen
Bermendeli Sali Yıldız’da
Bunlardan biriydi...
Ayağında bu ayakkabı,
Sırtında küfesi ve urganıyla
Yıllar boyu nice yükler taşıdı;
Nice köşeler döndü ama yinede,
Karın tokluğuyla geçti ömrü...
Nice sokaklar arşınladı,
Ama getiremedi sonunu
Yıllar uzadıkça uzadı,
Yükler daha da ağırlaştı.
Ve bir gün;
Ondan öncekiler gibi
O da bu dünya malını
Dünya’da bırakarak göçtü gitti...

Dr. A. Nuri KÖKSAL

Kaynak: http://www.istasyongazetesi.com/istasyon/Yazarlar.aspx?HaberNo=14558
###############################################

###############################################

###############################################